Ağız içi, lokal ve sistemik hastalıkların belirtlerinin gözlenebileceği çok önemli bir bölgedir. Bu belirtiler, hastaya şikayet vermeden, uzun yıllar boyunca varlığını sürdürebilir ve teşhis edildiklerinde, tedavi için çok geç kalınmış olabilir. Bu durum özellikle ağız içi kanserlerinde kendini gösterir. Günümüzde, ağız içi kanserlerinde, tedavi sonrası 5 yıllık yaşama oranı %50 dir ve bu oran son 50 yıldır değişmemiştir. Bu durumun belki de en önemli sebebi olarak, hastalığın ancak ileri seviyelerinde tesbit ediliyor olması gösterilebilir. Yapılan araştırmalarda, erken teşhis edilen ağız içi tümörlerinde yaşama oranının çok önemli oranda arttığı ortaya konmuştur.

Ağız içi kanserlerinde dişhekimlerinin rolü çok önemlidir. 6 ayda bir yapılan rutin diş muayeneleri sırasında, ağız mukozasında oluşan değişiklikler de kolaylıkla saptanabilir. Unutulmaması gereken en önemli prensip, şüpheli bir lezyonun, aksi biyopsi ve patolojik muayene ile ispat edilinceye kadar kanser olarak kabul edilmesi gerekliliğidir.

Eğer ağzınızda ya da dudaklarınızda, 3-4 hafta boyunca iyileşmeyen yaralardan şikayet ediyorsanız vakit geçirmeden bir ağız ve çene cerrahisi uzmanına muayene olmak üzere başvurunuz.